EMiRDAG YILKI ATLARI




YAYLALARIMIZDAKI YILKI ATLARINI KORUYALIM



-Bir zamanlar yöre halkının yaşlanan ve hizmetini tamamlayan ve dağa salınan atlar birbirleri ile çiftleşerek üremişler ve yabanileşmişler. Yılkı atları, 10-12 attan oluşan öğrekler (gruplar) halinde dolaşıyorlar. Her öğreğin bir lider atı var. Emirdag'larında yüzlerce Yılkı atı yaşıyor. Öğrekler halinde yaşıyorlar çünkü kışın zor şartlarında kendilerine saldırmak isteyen kurtlarla bu şekilde mücadele ediyorlar.


-Kışın yiyecek bulmak zor. Karın boyu metrelerce olabiliyor. Onlar burunlarıyla karı delerek altındaki ota ulaşıyorlar. Onların sığınakları çam ağaçlarından oluşan orman. Kışın kar yağdığında ağaçların altına sığınarak yaşamlarını sürdürüyorlar.


-Zirvesinden Mayis ayinin sonlarina kadar Kar eksik olmayan Emirdaglarinin Yalçin kayaliklarindan gölcük yaylasina su ve yiyecek ihtiyaçlarini karsilamak için gelen sari yeleleri gelin olacak güzel bir kizin özenle taranmis saçlarini andiran,asaletinden ödün vermeden Emirdag larinda özgürce dolasan geçmisin silah ve avrattan sonra gelen sadik dostu ATlar simdi kimsesiz ve hain saldirilarla karsi karsiya.Kendisine kurulan tuzaklardan habersiz dogal hayat'ta varolma mücadelesi veren Emirdag YILKI ATLARI bilinçsiz çobanlar ve gözlerini para bürümüs vicdansiz kasaplar tarafindan insafsizca katledilmektedir.

-Emirdag’larındaki yılkı atlarına 50 metre bile yaklaşmak mümkün değil. Biraz yaklaşmaya çalışıldığı zaman ürküyor ve gruplar halinde dört nala koşuyorlar. Ancak yılkı atları uzaktan seyredilebiliyorlar. Onları, Gölcük’ten su içerken yakalamak isteyenler olmuş ama nafile.Ama onlara bazı doga düsmanları tuzak kurarak avlıyorlar. Onlar özgür kalmaktan ve vahşi yaşamdan uzaklaşmaktan ödün vermiyorlar. Bu arada da halk arasında yılkı atları üzerine pek çok hikaye söylene gelmiştir.
Dogal ve vahsi hayati korumak ve kollamak adina Emirdaglarinda özgürce yasayip,çogalmasi gereken bu dost hayvanlara çevreye duyarli yöneticilerimiz tarafindan sahip çikilmasi dileklerimle.

YILKI ATLARI

Kırlarda hırçın esen rüzgârdılar
Kuyrukları dalgalanan bayrak,
Toynakları noktalaşan toprak.

Yeşillikler arasında
Çiçeklerin renkleriydiler.
Yelelerini salınan çimenlerden almış,
Yıldırımların şahlanışıydılar
Gecenin yüzünde.

Uzaktan hayran hayran izleyen insan
Aldı götürdü yavrusunu bir zaman.
Sevdi, sarılıp boynuna.
Yem verdi, baktı suyuna.
Güçlenmiş bacakları görüp, atladı sırtına.
Sırtında eğer, ağzında gemiyle
Savaşların hızıydılar, yolların tozu.
Uzaklıkların yakını
Dağların yankılarıydılar.

Boyunlarında hamut
Artlarında kara saban,
Toprağın verimiydiler,
Yüklerin hamalı.
Çocuğun maması,
Babanın kımızıydılar, steplerde.

Motoru buldu insanoğlu.
Uzaklıkları verdi motora
Yükleri, yolları, dostlukları.

Yalnız kaldılar, kırların rüzgârları.
Yalnız ve kimsesiz.
Şimdi eski bir at arabasında
Kimsesizliğin suskunluğunu taşır,
Kan bulaştırırlar
Kasapların ahlaklarına.

Kaçabilenler.
Kuyrukları dalgalanan bayrak,
Toynakları noktalaşan toprak.
İnsansız bölgelerde
Hırçın esen rüzgârdırlar.

Siir :Devrim Ser ÇİNDEMİR
Share on Google Plus

About topakev

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.
    Blogger Comment

0 yorum: